07 Mayıs Salı 2024
3 yıl önce

Özlem Zengin: AK Parti Grup Başkanvekili olarak, bir kadın olarak çok sistematik saldırıya uğruyorum. Böyle bir olay karşısında bütün kadınların birleşmesi lazım

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: - AK Parti Grup Başkanvekili olarak, bir kadın olarak çok sistematik saldırıya uğruyorum. Bu, yaklaşık iki aydır devam ediyor. Böyle bir olay karşısında bütün kadınların birleşmesi lazım - Sosyal medya üzerine daha çok düşünmeli ve belki de biraz daha çalışmalıyız. Mevzuat açısından da çalışmamız lazım. Bunu görüyorum. Şu haliyle herkes her şeyi söylüyor ve yaptırım neredeyse yok gibi.

3 yıl önce

Eski Başbakan Tansu Çiller 28 Şubat sürecini anlattı: Millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi

DARBELERİ TAZELİĞİNİ KORUYOR Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak bilinen, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını getiren, bin yıl süreceği iddia edilen ve "demokrasiye balans ayarı yapıldı" şeklinde lanse edilen 28 Şubat'ın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen toplumsal, siyasal ve hukuksal alanda oluşturduğu darbeler hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Yeni Şafak’a 28 Şubat'a giden süreci değerlendiren dönemin Başbakan Yardımcısı Çiller, 1995'in sonlarına doğru ekonomik sıkıntıların, terörün tırmandığını hatırlatarak, "kartel" olarak nitelendirdiği medya ile Gümrük Birliği'nden rahatsız olan iş dünyasının kendisine karşı bir klik oluşturduğunu söyledi. REFAH PARTİSİNİN GELMESİ İSTENMİYORDU Çiller, bütün bunların yanında Refah Partisinin İstanbul dahil birçok belediyeyi almış olmasından bir rahatsızlık oluştuğunu vurgulayarak, şunları anlattı: "Refah Partisinin gelmesi istenmiyordu. Bunun için adeta bir strateji oluşturuldu. Dendi ki, 'Anavatan ile Doğru Yol bir koalisyon kursun, hangisi daha yüksek oy alırsa başbakan o partiden olsun ki Refah Partisi ile koalisyon olmasın. Bu Türkiye'nin lehinedir ve bizim desteklediğimiz budur.' Bunun üzerine çalışıldı. Bütün baskılar bizim Anavatan Partisi ile koalisyon kurmamız içindi. Darbelerin, merkez sağı nasıl böldüğünü görmüştüm. Bu nedenle Anavatan Partisi ile koalisyon kurmak ve sağı birleştirmek istiyordum. Daha fazla milletvekilimiz olmasına rağmen feragat ettik ve başbakanlığı Anavatan Partisi'ne verdik ve bir azınlık hükümeti kurduk. Ancak tavanda yapılan birleşmenin, taban ve teşkilatlar tarafında da kabul edilmesi gerekiyordu. Ancak tabanda iki parti arasında bütünleşme sağlanamadı. İki sağ partiyi birleştirmek istesem de yapılmasının zor olduğu çok açıktı. Anayol Hükümetini kurmanın önemli bir misyon olduğunu düşündüğüm için milletimin önünde, 'Refah Partisi ile hükümet kurmayacağım.' demiştim ve çok da samimiydim. Ancak işlemeyince, Refah Partisi ile bir koalisyon kurduk." BİZE 'ASKER AYAKTA' MESAJI İLETİLDİ Tansu Çiller, Refah Partisi ile koalisyon kurulmadan önce çeşitli uyarılar, tehditler geldiğini dile getirerek, "Sayın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından bana ve Sayın Erbakan'a 'Asker ayakta' şeklinde mesajlar iletilmeye başlandı. Hatta bu tehditler öyle boyutlara geldi ki evlatlarım, ailem hedefteydi. 'Ne yapacaksanız bana yapın, ipim cebimde' dedim." şeklinde konuştu. DEMİREL İLE KONUŞMASINI ANLATTI Refah Partili bir belediye başkanı tarafından düzenlenen Kudüs Gecesi'nin ardından Refahyol Hükümetince o başkanın derhal görevden alındığını, gecede laiklik karşıtı konuşma yapan İran Büyükelçisinin ve İstanbul Başkonsolosunun sınır dışı edildiğini hatırlatan Çiller, buna rağmen Refahyol Hükümeti'nin laiklik karşıtı eylemleri desteklediği algısının yayıldığını kaydetti. Bu algı üzerine kendisi de darbelerden büyük zarar gören dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gittiğini vurgulayan Çiller, şöyle konuştu: ASKERLER BİZİ SEVER DEDİ "Demirel'in bize destek olacağını düşündüm ve kendisine, "Bu hükümetin laiklik karşıtı hangi eylemini görüyorsunuz?' diye sordum. Tam biz bu konuyu görüşürken Sincan'dan tanklar geçti. Sayın Demirel'e, 'Sincan'dan tanklar geçiyor, eğer bu hükümete bir uyarı ise bunun yasal bir dayanağı yoktur ve bir işlem yapılmak zorundadır. Bunun için de Devlet Denetleme Kurulunun (DDK) konuyu araştırması ve yasal süreci başlatması lazım.' dedim. Kendisi ise bana 'Komuta zincirini bir daha bozdurmam. Sen Güreş Paşa'yı bir defa aldın, komuta zinciri bozuldu, senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bu komuta zincirini bozdurmak doğru olmaz' dedi. Zira ben komutanları almaktan bahsediyordum. Bunun üzerine Sayın Erbakan'a gittim. Kendisi çok kibar ve zarif bir insandı. Millete hizmeti öncelikli hedef olarak almıştı. Her geldiğinde darbe oluyordu ve milleti mağdur etmek istemiyordu. Askerle uzlaşmak istiyordu. Kendisine, 'Bunu teftişe götürelim, yasal bir dayanağı yok' dedim. O ise bana, 'Bunu abartmadan geçirelim, askerler bizi severler, ülkeye de iyi hizmetlerimiz oluyor. Bu hizmetler sekteye uğramasın." diye cevap verdi. Biz bu işi geçiştirdik ama geçiştirmeyle kapanacak bir konu değildi. Asker, ülkenin ve benim göz bebeğimdir ancak bazı şeylere de 'dur' demek gerekir." ERBAKAN İKTİDAR OLMAYACAK Çiller, o dönemde kurulan Batı Çalışma Grubu'na değinerek, "Bu fişlenme bilgisi bize gelince ilk olarak Sayın Erbakan ile görüştük sonra konuyu Sayın Demirel'e ilettik. Bunun bir darbenin hazırlığı olduğunu belirterek, araştırılmasını ve konunun DDK tarafından ele alınmasını, gerekirse ondan sonra Genelkurmaya gönderilmesini dile getirdim. Sayın Demirel, 'Asker zaten ayakta' dedi. Sayın Erbakan da bir uzlaşma arıyordu. Ama buna rağmen Sayın Demirel, konuyu hemen Genelkurmay'a gönderdi. 28 Şubat sürecine bakıldığında abartılar varsa bile zamanın ruhuna bu senaryo yazıldı. Yani Sayın Erbakan, iktidar olmayacak, olursa da bir şekilde durdurmak gerekecek." diye konuştu. BİZİ KİM İSTİYOR? Tansu Çiller, Necmettin Erbakan'ın istifasının ardından hükümeti kurma görevinin kendisine değil de Mesut Yılmaz'a verilmesini o dönemde bir "Çankaya darbesi' olarak nitelendirdiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Bu durum, 'bizi üzmedi' desem doğru olmaz. Mesut Yılmaz'a görev verilince bize geldi ve 'Ben başbakan olmayabilirim, sen olabilirsin' dedi. 'Kim istiyor bizim koalisyonumuzu?' diye sorduğumda, omuzlarını gösterdi yani apoletliler demek istedi. Kendisine 'Milletin olmadığı bir yerde ben olmam' dedim. Anasol-D hükümeti kuruldu sonunda. Bizim koyduğumuz adla, 'Derleme Toplama Partisi' ile mecliste milletin iradesi ile oluşmuş çoğunluk azınlık haline getirildi, azınlık bir güç tarafından çoğunluk haline getirildi. Bir hükümet, hükümet edemez hale getiriliyor bu aslında darbenin tanımlarından bir tanesi. Bunu eğer kelepçe ile yaparsanız bu darbenin ta kendisi. Eğer bunu korku imparatorluğu, şantaj ve baskı ile kanırta kanırta yaparsanız, bunun adı da darbedir. Milletin şuurunda ipe yürüyen bir Başbakanın son bakışı vardır. O bakış aslında yakın dönem siyasetin ve siyasetçinin şuurunda saplanmış bir hançerdir. O korku refleksi vatandaşta da vardır. 'Darbe geliyor, askerin dipçiği geliyor' algısı. Bu korku mecliste ve millette çok yaygın bir biçimde vardı. Milletvekilleri, 'Refahyol'dan ayrılmazsak aynı şeyler bizim de başımıza gelecek' korkusunu çok ciddi biçimde hissetmişti." AK PARTİ DARBELERİ BİTİRDİ Çiller, tankların Sincan'da yürümesinin ardından Necmettin Erbakan ile aralarında geçen konuşmayı şöyle aktardı: "Sayın Erbakan'a tavsiyem, "Biz, Genelkurmay Başkanı'nı ve kuvvet komutanlarını derhal görevden almalıyız' şeklinde oldu. O da, 'Cumhurbaşkanı bunu imzalamaz' dedi. Ben de 'İmzalamasın ama tarih önünde bunu yapalım. Millete bunu anlatalım.' dedim. Sayın Erbakan, Meclis'ten seçim de çıkmayacağını belirterek, 'Bizi kapatırlar' dedi. Oysa zaten süreç başlamıştı. Ekonomi iyi gidiyordu yaklaşık yüzde 8 büyüme elde etmiştik, o yüzden Erbakan, 'Sen başbakan ol ben istifa edeyim' dedi. Oysa Refahyol Hükümeti devam etseydi bu bir hizmet kervanı olacaktı. Refah Partisi ile uyum içinde çalışıyorduk. En muhafazakar kesimden en büyük demokratik açılımlar çıkıyordu. Bu ne kadar büyük bir uzlaşmayı, ayrışmadan bütünleşmeyi getirecekti. Bütün bunları Türkiye bir darbe ile kaçırmıştır." Tansu Çiller, 28 Şubat'ın bir koalisyon olduğunu, bu koalisyonun, medya, STK, iş dünyası, siyaset ve askeri ayağının bulunduğunu ve Amerika'nın, PKK'nın kurucusu terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı Bülent Ecevit'e teslim etmesiyle dış ayağının da görüldüğünü dile getirdi. 28 Şubat sürecinin ardından ülkenin ekonomik anlamda ağır bedeller ödediğine vurgu yapan Çiller, "28 Şubat'ın ardından batan bankalar, Türkiye'yi büyük krize soktu. Bu krizin maliyeti 291 milyar dolar. Bunları, gençlerimiz darbelerin maliyetini anlasın diye anlatıyorum. Bugün gençliğin en önemli sorunu işsizlik. Bu 291 milyar dolar ile gençlerimizin işsizlik sorununu çok büyük ölçüde çözebilirdik. Mağdur edenler ve mağdur olanlar hepimiz aynı platformda buluşup, demokrasinin evrensel değerleri üzerinde anlaşabilirsek, ülkemizi sadece muasır medeniyetler seviyesine çıkaramayız aynı zamanda bu ülkeyi büyük bir aşamadan geçiririz. Nihayet millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi ve onlar da darbeleri bitirdiler. Vesayet dönemini bitirdiler. Şimdi bize düşen yine demokrasinin yüksek platformunda birleşmek burada, herkese yer var. Darbeleri, vesayet dönemini bitirdik ama henüz birleşmedik, topyekun birleşmeyi yine burada yapabiliriz. Çünkü hepimiz için tek bir Türkiye var." değerlendirmesinde bulundu.

3 yıl önce

AK Parti Kadın Kolları Başkanlığına Düzce Milletvekili Ayşe Keşir aday gösterildi

Kandemir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: "8 Mart Pazartesi günü gerçekleştireceğimiz 6. Olağan Genel Merkez Kadın Kolları Kongremizde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Düzce Milletvekilimiz Ayşe Keşir Hanım adayımız olarak belirlenmiştir. Görevi devredecek olan Genel Merkez Kadın Kolları Başkanımız, Ankara Milletvekilimiz Lütfiye Selva Çam Hanım'a bugüne kadar göstermiş olduğu emek ve gayretleri için teşekkür ediyorum. Partimize hayırlı olsun."

3 yıl önce

CHP’ye göre Batı’nın fakir ülkelere aşı vermemesinin sebebi AK Parti iktidarı

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel TBMM’de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, koronavirüs (covid-19) aşısı üretimi yapan ABD, İngiltere, İsviçre gibi güçlü ülkelerin fakir ülkelere destek olmadığını ifade ederek AK Parti iktidarını hedef alan açıklamalarda bulundu. CHP'li Özgür Özel açıklamasında, ''Her birimiz önce bu ülkedeki bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için bu yönetimi (AK Parti iktidarı) değiştirmeliyiz. Sonra dünyadaki bu düzeni değiştirmek için yeni iktidarı kurmalıyız'' ifadelerini kullandı.

3 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe’den CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’na: “Maksat İstanbul İl Başkanına yakışır bir şekilde beni ziyaret etmek değil bir PR çalışması yapmakmış”

Her zaman her yerde, diyalog da, monolog da, mütalaa da yaparız. Saygı ve nezaket kurallarını bilen bir İstanbul İl Başkanı olarak, diğer İstanbul İl Başkanlarından saygı ve nezaket beklemekteyiz. Kaftancıoğlu bir “Clubhouse” programında beni ziyaret etmek istediğini söyledi. Bizim bir kongremiz oldu. Ben de kongreden üç gün sonra bir “Clubhouse” programına katıldım. Bir gazeteci arkadaşımız bana CHP il başkanının gelmek istediğini söyledi. Ben de buyursun gelsin, kahve içelim dedim. 14 gün sonra telefon geldi Bize bir hayırlı olsun telefonu ya da randevu talebi gelmedi. Yalnızca medya üzerinden sanki öğrenci gibi forumda bildiri okuma üslubuyla ’Giderse şu olur, gelirse şu olur’ gibi ifadeler vardı. Telefon gelecek mi, bizden kim randevu isteyecek diyerek bekleyelim dedik. Aradan 10-14 gün gibi bir zaman geçiyor ve ’Biz gelmek istiyoruz’ diyen bir telefon geliyor. Biz de birkaç gün bekleyip öyle cevap verelim dedik. Yanıt beklenmeden bir gazeteye 'cevap verilmedi' diyor Henüz iki gün bile geçmemişken bir gazetede bir gazetenin sütununun sonunda “Edildi, cevap verilmedi” gibisinden bir yazı gördük. Buraya gelmek istediğini söylüyor, bunu da 14 gün sonra telefon ederek söylüyor hem de telefondan sonra birkaç gün sabretmeyip gazeteciye 'Biz telefon ettik ama cevap verilmedi' diyor. "Maksat PR çalışması yapmakmış" Anladım ki, maksat İstanbul İl Başkanına yakışır bir şekilde beni ziyaret etmek değil bir PR çalışması yapmakmış. Cevap hala duruyor. Cevap verir miyiz vermez miyiz o da onların göstereceği tavra göre belirlenir. Kongremiz oldu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bizi aradı ve tebrik etti, biz de ona teşekkür ettik. İBB’nin özel kalemi aradı, aynı günde randevu verdik. Karşımızdaki parti CHP diye bir problemimiz olsa biz bunu yapar mıydık? Tüm partilerle görüştük. Münazara da münakaşa da mütalaa da istişare de yaparız, bu kelimeler sözlüklerinde yoksa ben burada öğreteyim. Olayın bende bıraktığı izlenim budur.

3 yıl önce

AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe: 'Bakın bu dramdır'

Ak Parti İstanbul İl Başkanı Osman Kabaktepe de bu duruma tepki gösterdi. Kabaktepe, "Ziyaret paylaşımından kazanç sağlama gayreti... Vay halinize!" mesajıyla bir tweet attı. Durumu bir dram olarak niteleyen Kabaktepe, "Bir ziyaret paylaşımından bile kazanç sağlama gayreti... Ajans bu hallere düştüyse vay halinize! Halbuki sizin sinekten yağ çıkarma anketinizden daha önce paylaşmışız. Nesini beğenmediniz anlamadık." ifadelerini kullandı.

3 yıl önce

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı İleri, Bilgi ve İletişim Teknolojileri biriminin faaliyetlerini anlattı

Demokrat Parti (DP) hükümetlerinde eğitim, kültür-sanat, ulaştırma ve bayındırlık alanındaki icraatlarıyla tanınan merhum Ahmet Tevfik İleri'nin torunu olan İleri, şunları kaydetti: "Tevfik İleri, tek parti döneminden sonra milli heyecanı yakalamış ve kalkınma hamlesini yürütmüş olan Demokrat Parti'nin bakanıydı. Kendisi gerçekten ilerlemeye ve gelişmeye inanmış, ancak bunu yaparken toplumumuzun kimliğini koruyabileceğini düşünmüş önemli bir devlet, siyaset ve millet adamıydı. Özellikle Milli Eğitim'de önemli reformlara imza atmış bir isimdir. Ben de onun manevi mirasının yaşatıldığı bir ailede özellikle babamın da etkisiyle bu anlayışta büyüdüm. Kimliğimizi muhafaza ederek, ilerleme ve gelişmenin mümkün olduğunu düşünen bir yaklaşımım var." İleri, AK Parti'de görevini elinden gelenin en iyisini ortaya koyarak icra edeceğini belirterek, "Cumhurbaşkanımızın takdiri ile bu göreve geldim, ben de bu görevde hem kendisine hem de milletime elimden geldiğince hizmet etmeye çalışacağım." ifadesini kullandı. "Görev almadan önce siyaseti düşünüyor muydunuz?" sorusuna ise İleri, "Böyle bir düşünce vardı tabi, aile itibarıyla hep siyasi tartışmaların içinde büyümüş bir insanım, ümit ediyordum ki bir noktada edindiğim kazanımlar ve tecrübeleri milletim için kullanayım. Şu an itibarıyla şans verildi, bu nedenle de çok mutluyum." yanıtını verdi.

3 yıl önce

AK Parti'den heykel göndermeli 1 Nisan şakası

AK Parti'nin resmi Twitter hesabından paylaştığı 1 Nisan videosu sosyal medyada büyük beğeni topladı. CHP'li belediyelerin açtığı heykellerle başlayan görüntüler, ardından AK Parti'nin icraatlarıyla sürdü. Heykel açılışlarını tiye alan paylaşım, sosyal medyada günün en çok izlenenler arasına girdi. ERDOĞAN'IN GÜLÜŞÜYLE SON BULDU Görüntüler, 'Gerçekleştirdiğimiz bazı icraatler' ifadesi ve ardından heykel açılışlarıyla başlayıp, 'tabii ki bu bir şakaydı. İşte gerçekler' yazısının akabinde ülkede AK Parti'nin gerçekleştirdiği icraatlerin görüntüleriyle sürdü. Video Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gülüşüyle son buluyor.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 83 84